Alişan Kapaklıkaya'nın kızı neden öldü, kaç yaşındaydı?
Alişan Kapaklıkaya'nın kızı kimdir? Katıldığı TV programında ‘Siyah pantolon’ hikayesi ile tüm Türkiye’yi ağlatan ve hikayesinde kanser hastası kızından da bahseden Yazar Alişan Kapaklıkaya kızı için dua istemişti.
Uzun süredir kanser tedavisi gören Kapaklıkaya’nın kızı Zuhal Kapaklıkaya Yıldız dün akşam hayata gözlerini yumdu. Kaliteli videolarını izlemek için sitemize bekleriz. Vefat haberine ve cenaze programına ilişkin Alişan Kapaklıkaya’nın resmi sosyal medya hesabından yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi;“Alişan Kapaklıkaya ve Hayat Kapaklıkaya'nın kızları, Harun Yıldız'ın eşi Zuhal Kapaklıkaya Yıldız, 4 Ocak 2018 Perşembe günü hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 5 Ocak Cuma günü Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinin Sığırcık Köyü Camii'nde kılınacak Cuma namazına müteakip Sığırcık Köyü mezarlığında defnedilecektir. Allah rahmet eylesin.”
ALİŞAN KAPAKLIKAYA KİMDİR?
Annesiyle babası kendisine danışmadan onu dünyaya getirdi. Çocukken oyuncaklarını kendisi yapardı. Bazen çamuru biçimlendirip kurutur, bazen babasının eski ceketinin cebini çıkarır, içini yünle doldurup ağzını dikerek top yapardı. İmkânsızlıklara takılmaz ve şartlar ne olursa olsun yeni bir şey ortaya koyardı. İlkokulda kuzu gütmeye başladı. Annesi ölen kuzuların içli melemelerini dinlerken insanların, özellikle de çocukların sahipsiz bırakılmamaları gerektiğini öğrendi. Bütün dünyası, görebildiği kadar gökyüzü, birkaç komşu köy ve ilkokul öğretmeniyle sınırlıydı. Teyzesinin oğlu ortaokula yazılmaya giderken peşine takıldı. Lise birinci sınıftayken bir kış akşamı kar yağarken öğretmenlerinin, tek odalı evine gelip “Alişan yavrum, seni merak ettik, kar yağıyor da yakacağın var mı, sormaya geldik?” demeleriyle kendine ve hayata bakışı değişti. Çok sevinmişti. Çünkü öğretmenleri tarafından ilk defa insan yerine konulduğunu hissetmişti.
Ve öğretmen oldu. 16 yıllık öğretmenliği boyunca eşiyle birlikte bin beş yüz evi ziyaret etti. Öğrencilerinden on iki bin mektup aldı ve hepsini de el yazısıyla cevaplandırdı.
Bir öğrencisinin “Hocam çalışıyorum, çalışıyorum ama bir türlü anlamıyorum” diye sorması üzerine beyinle ilgilenmeye başladı. Öğrenme stilleri, öğrenmeyi öğrenme, kolay ve kalıcı öğrenme konuları üzerine yoğunlaştı. Dersleri öğrenme stillerine göre dizayn edince öğrencilerin ÖSS’deki netleri Türkiye ortalamasının üç buçuk katına çıktı. 2000 yılında NLP ile tanıştı. Galatasaray’ın UEFA kupasındaki başarısını eğitime nasıl uygulayabilirim diye araştırmaya koyuldu. NLP’nin insan yaşamına getirdiği kaliteyi fark etti.
Araştırmalarında derinleştikçe bizim türkülerin yabancıların sazıyla söylenemeyeceğini anladı. Öğrendiklerini önce kendi hayatına uyguladı. Etkili olduğunu anlayınca eğitimlere başladı.