Her şeyi sürekli ertelemeye başladıysanız bu hastalığa tutulmuş olabilirsiniz! Tüm detaylara haberimizden ulaşabilirsiniz.

HER ŞEYİ SÜREKLİ ERTELEME HASTALIĞI

Hep veya hiç bilişsel çarpıtma olarak bilinen duyguya sahip insanlar yapılan işin tamamen kusursuz veya tamamen başarısız olacağını düşünerek beklentilerini her zaman yüksekte tutuyor. Bir eleştirme onlara hedef açıklığına ulaşamayacaklarını dile getirirken bir tarafları ise sürekli harekete geçmelerini tembih ediyor. Başlamak için gerekli motivasyonu bulamayan bu insanlar suçluluk duygusuyla eyleme bir türlü geçemiyor ve kendilerini cezalandırıp hep kısır döngüye hapsoluyor veya yapacakları işe başlasalar bile istedikleri gibi mükemmel olmayacağına inanıyorlar ve işlerini yarıda bırakıyorlar. Yarıda bırakmak yapılan işin istedikleri gibi olmamasının verdiği sorunun yanında daha az yorucu oluyor ve riskten uzaklaştıklarını hissediyorlar. Onlar için bir şey ya olmalı ya da hiç olmamalı. Çocuklukları eleştirel ebeveynlerle geçen bu kişiler hatalarına fazla anlam yüklüyor ve hayatlarına her zaman bu duyguyla devam ediyorlar. Hayatlarında eyleme geçmeden sonuçları düşünüyorlar ve en iyi seçimi yapmak için kendilerini zorlayarak kendilerini bir labirent içinde hapsolmuş gibi hissediyorlar. Hata yapmamak, kusursuz olmak sonrasında yaşadıkları yoğun kaygı ve stres bu insanları çaresizlik ve tükenmişlik duygusuna sürüklüyor. Erteleme kısa süreli olursa kişinin ruh ve bedeni kendini yavaşlatıyor ve korumaya alıyor. Bu insanlar olduğu kadar, olmadığı kader anlayışı değil de sonuna kadar, olmadığı kader anlayışıyla hayatlarına devam ediyor. Olduğu kadar dendiği zaman çabayı bırakmamak, tembel davranmak, boş vermek değil de kişinin gücü kadarıyla amacı için enerji harcaması kastediliyor. Mükemmel olmak altında sürekli iyi olamama duygusu, onaylanmama, sevilmeme, benimsenmeme kaygıları yer alıyor. Çocukluk zamanlarında başarılı oldukları zaman görülen, aferin alan, sırtı sıvazlanan ve onaylanan kişiler yetiştikleri zaman da yüksek standartlara sahip oluyor ve kusur şemasını hayatlarının merkezlerine alıyorlar. 

Bu kişiler eleştirel iç sesin esiri oluyorlar. Bir yetişkin mutluluğu hayat içinde iş ve eş ile kurulan başarıdan alınan doyumla orantılı olarak değerlendirilir ancak bu kişilerin dünyası için hayatın anlamı mutluluk yanında farklı duyguların da yer almasıdır. Mutluluk sonrasında yaşanan doyum kişiyi anlama ulaştıran araçlardan bir tanesidir. Hayat içinde insanların kendi sesini duymaları, keşfetmeleri, anlam yolculuklarında hayat dümenine geçmek için birçok duygu insana eşlik eder. Mükemmel olmaya çalışmak uzun vadede kurak, tatsız ve cansız bir hayat ortaya çıkmasına sebep olur. Hayat nabzına dahil olmak canlılıkla ve psikolojik sağlamlık ve esnek olmakla mümkün olacaktır. Bütün kurallar kişinin hayatı için kendisi tarafından belirlenir. Eğer bu duyguların altında yatan sebepleri bulamıyorsanız psikolojik destek alarak kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. Ruhsal veya yaşamsal enerji olarak bilinen libidinal enerjinin ekonomisi bulunur. Doğru şekilde yönetilmesi kişinin ne yapabileceğini ve kendisini bilmek anlamına gelir. Uzun vadede hayatının işlevselliğini etkileyen ve zararlarını görmeyen kişilerin yüksek standartlarını aşağı çekmesi, her şeyi sürekli kontrol etmek yerine etkili olarak bir kere kontrol etmesi, daha iyi gelecektir. Aynı zamanda başlanması gereken işe doğru zamanda başlamak, o işe ayrılan enerjinin de azalmasını ve kaygılarla tükenmek yerine daha doğru şekilde ve emin adımlarla işin tamamlanmasını sağlar. Hayatta hiçbir şey mükemmel olmayacağı için kişinin yapacağı şeylerin de sadece yeterince iyi olması için çabalaması en iyisidir.